Mutfak Fikirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mutfak Fikirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Kasım 2018 Pazartesi

KREP TARİFİ

Merhabalar,
Sizlere yapımı kolay, lezzeti bol bir tarif vermek istiyorum. Eminim pek çoğunuz bu tarifi zaten yapıyordur ama bir kez de ben yazayım dedim. Bakalım benim krep tarifimi uygulayıp sevecek misiniz?

Malzemeler

1.5 su bardağı süt
1.5 su bardağı un
2 yumurta
Yarım çay bardağı sıvı yağ
Biraz tuz ve şeker

KREP


Yapılışı

Yumurtaların oda sıcaklığında olmasına dikkat ederek başlıyoruz :) Ve tüm malzemeleri çırparak ince ve akıcı bir karışım sağlıyoruz. Krep tavamızı yağlayarak bir kepçe karışımdan tavamıza döküyoruz. Bu ilk yapılan krep aslında deneme gibi oluyor. Eğer kıvamı çok iyi değilse biraz süt veya un ile istediğiniz kıvama getirebilirsiniz. Ve bir de kenarda sıvı yağımızı hazırlamamız gerekiyor. Çünkü her krepten sonra tavamızı yağlamamız gerekiyor. İster bir fırça isterseniz de peçete ile bunu yapabilirsiniz.
Bu şekilde tüm kreplerimizi hazırlıyoruz. Size bir püf noktası daha. Eğer kreplerinizin kurumasını istemiyorsanız tabağa aldığınızda biraz yağlayabilirsiniz. Daha yumuşak bir doku sağlamanıza yardımcı olacaktır.



Bundan sonrası da afiyetle yemek oluyor :) Artık arasına çikolata mı sürersiniz, reçeller ballar mı sürersiniz ya da mantarlı vrya sebzeli bir harçla yemeklerde mi ikram edersiniz bilemiyorum:) Herkese afiyet olsun...



30 Ekim 2018 Salı

Tavada Bazlama Tarifi

Tüm okurlara merhaba,
Üç günlük tatilde hem dinlendim hem de özlediğim mutfak lezzetlerine kavuştum. Bugün de size yaptığım çok kolay ama bir o kadar da lezzetli olan bazlama tarifini vermek istiyorum. Gerçekten çok pratik. Belki daha önce yapmamış olanların gözünde büyüyebilir ama sakın öyle düşünmeyin. Mis gibi kokusu ve yumuşacık dokusu bu tarifi kaçınılmaz yapıyor. Ayrıca minik çocuklarımız için de çok iyi bir ekmek türü kendisi.
Bazlama

O zaman tarife geçelim😊

Malzemeler
1 çay bardağı ılık süt
1 çay bardağı ılık su
Tuz
1tatlı kaşığı şeker
Yarım paket instant maya
Aldığı kadar un

Yapılışı
Ele yapılmayacak ama yumaşak kalacak bir hamır yoğurulur. Süt ve suyun ılık olamsı çok önemli. 30 dakika kadar mayalanması için bırakılır. Daha sonra tavamızın büyüklüğüne göre hamurlardan bezeler yapıp merdaneyle açılır. 10 dakika açılan hamurlar ğzeri bezle örtülerek mayalanması için bekletilir.

Yağsız tavada iki tarafı da kızarana kadar pişirilir.

Afiyet olsun...

6 Ekim 2018 Cumartesi

Bebekler için Sebze Çorbası Tarifi -1-




Merhabalar,
Bu yazımda sizlerle minikler için hazırlayacağımız güzel bir çorba tarifi vermek istiyorum. İlk 1 yaş anne sütünün önemini tekrar tekrar anlatmama gerek yok. Anne sütü 1 numara :) Ama artık büyüyen bebeğimizin ek gıdalara da ihtiyacı oluyor tabi. 8.aydan itibaren size anlatacağım bu çorbayı bebeklerinize verebilirsiniz. Ancak dikkat edilmesi gerek bazı noktalar var ki bunları da size yazımın sonunda söyleyeceğim. Önce tarifi  vereyim.

Malzemeler

Yarım çay bardağı kırmızı mercimek
Yarım çay bardağı yeşil mercimek
1 havuç
1 patates
Yarım kabak
4-5 dal semizotu
1 yemek kaşığı ince bulgur
Eğer yaptıysanız bir kap et/kemik suyu tarifi için tıklayın
Bir tatlı kaşığı tereyağı ve zeytin yağı

Yapılışı

İyice yıkanan mercimekleri tencereye koyup biraz suda kaynatmaya bırakıyoruz. Mercimekler biraz patlayınca üzerine soğuk su ilave edip (bu daha iyi kabarmayı sağlayacaktır) havuç, patates, kabak ve semizotunu ekliyoruz. Eğer et suyunuz varsa bu aşamada önceden dondurucudan çıkarılıp, buzu salınan et /kemik suyunu da ilave edebiliriz. Yağını da ilave ettikten sonra en üste bir kaşık kadar ince bulgur ekliyoruz. Kaynamaya başladıktan sonra yarım saat kısık ateşte pişiriyoruz. Kıvamı koyu ise biraz süt veya su ekleyerek açabiliriz. Çorbamızı blender yardımıyla bebeklerimizin yiyebileceği şekle getiriyoruz. Miniklerimize afiyet olsun...

Dikkat edilecek noktalar
*Çorbanın içerisinde bulunan kabak ve semizotu bağırsakları rahatlatan sebzelerdir. O nedenle gün içerisinde daha fazla bağırsak hızlandırıcı gıdalar vermemenizi tavsiye ederim (kayısı, erik...)
*Eğer daha önce vermeyi denemediğiniz bir gıda varsa bu çorbada mutlaka az miktarlarda verip kontrol etmenizi tavsiye ederim.
*Yeşil mercimek gaz yapan bir bakliyattır, o nedenle eğer gaz sorununuz varsa miktarı azaltabilir veya tamamen çıkarabilirsiniz.
*Son olarak tüm malzemeleri çok iyi bir şekilde yıkamanızı tavsiye ediyorum. Özellikle toprakla teması olan gıdalarda yıkama suyunda sirke kullanmak çok faydalı olacaktır.



















3 Ekim 2018 Çarşamba

Tencere Böreği Tarifi


Herkese merhabalar,
Haftanın tam da ortasında olduğumuz bu çarşamba gününde sizlere güzel bir tarif vermek istedim. Çalışan kadınların en zorlandığı konu herhalde “akşam eve gidince ne yapsam” sorusudur. Ben de sıkça yaptığım ve pek çoğunuzun da bildği tencere böreğini yazmak istedim. Ansızın gelen misafrler için, gecenin bir saatinde canı börek çeken ev ahalisi için de süper bir çözümdür kendisi😊 Geçiyorum tarifime:

Malzemeler
3 yufka
1 su bardağı süt
Yarım çay bardağı sıvı yağ
Arasına peynir

Yapılışı
Tencere olarak 28 cm lik teflon veya seramik tabanlı tencere kullanmanız uygun olacaktır. Önce tencereyi yağlıyoruz azıcık. Bir yufkayı tencerenin en altına seriyoruz ve hafif büzüştürüyoruz. Kenarlardan taşan kusım o şekilde kalıyor en son aşamada kullanılacak😉Arasına süt ve yağlı  karışımı sürüyoruz (yaklaşık 3 yemek kaşığı yeterli). İkinci yufkayı dörde bölüp her bir parçayı hafif büzerek üst üste seriyorz ama aralara sütlü yağlı karışımdan aynı miktarda sürerek. Şimdi böreğin ortasına gelmiş olduk. İstediğimiz bir peyniri  arasına seriyoruz ce son yufkayı da dörde bölüp bir parçasını peynirlerin üstüne kapatıyoruz. Diğer parçalarıda aralarına sosumuzu sürerek seriyoruz ve son olarak tencerenin kenarlarına sarkan yufakayı üstüne kapatıp yağlıyoruz. 15 dakika alt piştikten sonra çevirip 15 dakika üst kısmı pişiriyoruz. Su böreği gibi yumuşacık ve pratik börek hazııır... Afiyet olaun😉



8 Ocak 2018 Pazartesi

Fırın Sütlaç Tarifi

Sütlü tatlı sevenler buyrun size enfes bir sütlaç tarifi😊hem de fırında...
Brn tatlıların her yürlüsünü severim ama sütlü tatlılar daha hafif olduğu için biraz daha fazla tercih ediyorum. Hem yapımı daha kolay oluyor hem de besin değeri yüksek olduğu için evde yapmak daha çok hoşuma gidiyor. Sütlaç da bunlardan bir tanesi. Ama sütlaç biraz hassastır. Pirinç miktarı ve pişmesi, yoğunluğu, kıvamı ve eğer fırındaysa kesilmemesi çok önemlidir. Ben de sizlere tüm detaylarıyla tarifimi vermeye çalışacağım.

Fırın sütlaç tarifi

Malzemeler
1 çay bardağı pirinç
1 lt süt
1 su bardağı toz şeker
2 su bardağı su
1 yumurta sarısı
2 yemek kaşığı nişasta
1  paket vanilya

Yapılışı

Pirinçleri yıkayıp tencereye alıyoruz. 2 su bardağı su ekleyip kısık ayeşte pişirmeye bırakıyoruz. Pirinçler pişince zaten suyun neredeyse yarısını çekmiş olacaktır. Pirinçler pişince 1 litre sütün yaklaşık 4 bardağını ve şekeri ekleyip kaynamaya bırakıyoruz. Sütün kalan kısmını derin bir kaseye alıp yumurta sarısı ve nişasta ekleyerek çırpıyoruz. Pirinçler kaynamaya yaklaşınca yumurtalı karışıma biraz sıcak sütten ekleyip ılıtarak birbirine alıştırıyoruz. Yani iki karışımı birleştirirken sıcaklık farklını ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bunun için de sıcak olandan azar azar ekleyip ısıtıyoruz. Yeterince ılıttıktan sonra tencereye yumurtalı, sütlü  karışımı ekleyip sürekli  karıştırıyoruz. Kaynamaya başlayınca vanilyayı ekliyoruz.eğer normal sütlaç isterseniz bu şekilde kaselere paylaştırabilirsiniz. Fırında yapmak in ise, fırın tepsisini yarısına kadar su ile doldurup, fırına dayanıklı kaplara porsiyonladığımız sütlaçları tepsiye diziyoruz. Su miktarımkasenin yarısına kadar olmalı. 200 derecede önceden ısıtılmış  fırının sadece üst kısmı çalışırken  fırına atın. Fırının en üst kısmına yerleştirin ve üstlerinin kızarmasını bekleyin. Üstü kızarında fırımdan alabilirsiniz
Afiyet olsun.

25 Aralık 2017 Pazartesi

Şehriye çorbası tarifi

Soğuk kış günlerinde içimizi ısıtacak çorbalardan devam ediyorum. Herkese merhaba😊ben yaz kış fark etmeden çorba sevenlerdenim ama soğuk günlerde kıymeti pek bir belli oluyor. Ben de bu yazımda lezzetli bir şehriye çorbası anlatmak istedim.

 Tel şehriye çorbası

Malzemelerimiz
1 kase tel şehriye
1 adet havuç
1 adet soğan
2 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı salça
1 yemek kaşığı tereyağı
2 yemek kaşığı sıvı yağ
Nane,kekik, pulbiber, tuz
İsteğe göre tavuk veya et suyu

Hazırlanışı

Önce tenceremize yağlarımızı alıyoruz ve rendelediğimiz havuçları kavuruyoruz. Havuçlar biraz yumaşayınca tel şehriyeleri de ekleyip devam ediyoruz. 2 dakika kavurduktan sonra unumuzu ekleyip kokusu çıkana kadar karıştırıyoruz.

Son olarak salçamızı da ekleyip kavurma işlemini tamamlıyoruz. Salçayla birlikte 1 bardak kadar soğuk su ekleyip karıştırırsak salçayı yakmamış oluruz. Salçanın çiğ kokusu gittikten sonra üzerine yine 1 bardak soğuk su ilave ediyoruz. Soğuk su unun topaklanmasını engelleyecektir.

Tamamen çözünüp akıcı bir kıvam alınca sıcak su ekliyoruz. Yaklaşık 3 bardak su ekleyebiliriz ama siz yine de temkinli davranın. Her unun su tutma özelliği farklı olduğundan ölçüler değişebilir. Siz istediğiniz kıvama gelene kadar su ilave edebilirsiniz.

Eğer et veya tavuk suyu kullanacaksanız bu esnada ilave edebilirisiniz. Et suyunu nasıl hazırladığıma buradan görebilirsiniz. Hatta içerisine haşlanmış tavuk parçaları da atabilirsiniz. Suyunu verdiğimiz çorbanın içerisine bir adet soğanı bütün olarak atıyoruz. Soğana çizikler atardanız lezzeti daha hızlı geçer. Ben blenderdan geçmeyen çorbalarda soğanın parça parça ağıza gelmesinden hoşlanmıyorum. Bu nedenle soğanı bütün atıyorum. Bu şekilde de çok iyi sonuç alıyorum.
Baharat ve tuzumuzu da ekleyip kaynadıktan sonra 5-6 dk kısık ateşte pişiriyoruz. İsteğe göre limon sıkabilirdiniz.
Afiyet olsun.

6 Mayıs 2016 Cuma

Peynirli Makarna ve Mantar Sote


Herkese merhaba,
Cuma haftanın son günü... Güzel bir hafta sonuna saatler kaldı ama haftanın yorgunluğu da üzerimizde. Hafta sonu için özel ve farklı yemek planları olanlar (bunlardan biriyim:)) cuma günü için şöyle pratik, doyurucu ve lezzetli bir şeyler hazırlamak ister. Makarna da pratik yemeklerin başknda gelir. Bu nedenle ben de sizlere severek yaptığım makarnamjn tarifini vereceğim. Yanında da mantar sote:))
Bu istirdye makarnaları çok seviyorum. Minik minik ve çok lezzetli. Kişi sayısına göre haşlıyorum. Haşlama işleminin püf noktalarını pek çoğumuz biliriz. İyi kaynamış ve tuzu atılmış bolca  su, taze bir makarna ve doğru pişirme süresi. Yapışkan cinsli bir makarnaysa haşlama suyuna bir kaç damla sıvı yağ damlatabilirsniz. Bir dğer önemli nokta da makarnalar haşlanırken suyun kaynaması hiç kesilmemeli. Böylece tane tane makarnalarımız pişer. Süzgeçten süzüp biraz soğuk sudan geçirince kenarda beklemeye alıyorum makarnalarımı. Tencereye sıvı yağ ve makarnanın olmazsa olmazı tereyağı alıyorum. Üzerne biraz yağlı peynir ve rendelenmiş kaşar peynirlerimin bir kısmını koyuyorum. Eriyen yağda güzelce peynirler de eriyor ve akışkan bir hal alıyor. Üzerne makarnaları ekleyip biraz daha rende kaşar peynir atıyorum. Biaz karıştırıp peynirin her yere dağılmasını sağlıyorum. 3-5 dakika sonra makarnamız hazır:))
Hafif yağda doğranmış mantarlarımı sotelemeye alıyorum ve kapak kapatmadan arada karıştırıyorum. Eğer mantar sotelenirken kapağını kapatırsak suyunu bırakır ve çekmez. Yavaş yavaş pişmeye başlayan mantarlara tuz ve baharatlarını ekliyorum. Ben sade olarak da çok sevdiim için biber ve soğan eklemedim. Tamamen piştikten sonra peynirli makarnamın kenarına veya üzerine alıyorum. Ketçap ve mayonez kullanmaksize kalmış ama oetnir zaten çok güzel bir lezzet veriyor:))
Umarım sizin için de güzel bir fikir olmuştur. Afiyet olsun:))




26 Mart 2016 Cumartesi

Pazar Kahvaltısı İçin Yumurta Tarifleri


Herkese mutlu hafta sonları:))
Yarın pazar... Haftanın en güzel kahvaltı masası pazar günleri kuruluyor. Evde çalışan kişiler pazar günleri tatilin keyfine sabah yapacakları güzel bir kahvaltı ile başlar. Ben kahvaltı öğününü çok seviyorum. Uzun uzun masada oturup sohbet etmek, farklı lezzetler hazırlamak ve yemek, çayı sıcak sıcak içmek ve hatta çay keyfine koltukta devam etmek en sevdiklerim:)) Kahvaltı için poğaça, krep, pancake, börek gibi yiyecekler hazırlıyorum. Bir de yumurta var tabi. Eşim de ben de haşlanmış yumurta ve omlet sevmiyoruz, yağda yumurtayı iyice çırparak beyazları görünmeyecek şekilde yiyebiliyoruz. Ben de yumurtayı farklılaştırmak için peynirli veya sucuklu yapıyorum.

  • Peynirli yumurta benim favorim. Yumurtayı kırıp bir kasede tuzla çırpıyorum. Sonra içerisine beyaz peynir parçaları ve kaşar rendesi atıyorum, tekrar çırpıyorum. Bir sahanda sıvı yağ ve çok az tereyağı kızdırıp yumurta karışımımı döküyorum. Kısık olarak hiç karıştırmadan bir tarafını şişiriyorum. Arada ortasında kaşıkla delikler açıp sıvı kısmın oraya akmasını sağlıyorum, aynı işlemi kenarlardan da yapıyorum. Ama kesinlikle alt üst edecek şekilde değil. Bir taafı pişince bir kapak veya tabak yardımıyla ters düz ediyorum. İkinci taraf da pişince tabağa alıyorum. Peynirler eriyor ve çok güzel bir lezzet veryor. Tavsiye ederim:))


Peynirli yumurta
  • Bir diğer yağda yumurta da sucuklu olan. Hemen herkes bilir ve yapar. Ben de kendimce anlatmak istiyorum:) Önce sucukları yağsız teflon tavada pişiriyorum ama tam pişme olmuyor. Sonra az tereyağı ve sıvıyağ koyuyorum üzerlerine onlar eriyip ısınınca kenarda çırpılmış yumurtaları ekliyorum. Yine aynı yöntemle arkalı önlü pişiriyorum. Ve servise hazııır... Ben ekstra sucuk kızartıp kenarına koyuyorum. Siz dilerseniz hepsini yumurtayla karıştırarak yapabilirsiniz. Miktarlar herkesin damak tadına göre değişebilir.


Sucuklu yumurta


Benden yumurta fikirleri bunlar:)) Umarım güzel bir pazar güzel bir kahvaltıyla başlasın hepimiz için. Sevgiler...


25 Mart 2016 Cuma

Bayat Ekmeklerle Neler Yapılır Neler, Ama Çöpe Atılmaz...


Ekmek...

Ekmek çeşitleri

Ekmek zengin olsun fakir olsun, rejim olsun veya olmasın tüm sofraların olmazsa olmazıdır. 'Bir kuru ekmek', 'Ekmek parası'... gibi tabirlerde de kullanılan ekmeğin değeri büyüktür. Biz küçükken annemiz bize ekmek kırıntısını yere düşürtmez, sofrada bölünen ekmeğin kırıntılarını da parmaklarıyla alırdı. 'Bunu bulamayanlar da var' hep de bunu söylerdi. Öyle bir alışmışız ki şimdi ben de ekmek için aynı özeni gösteriyorum. Evde ekmek varsa fazladan almıyorum, bayat ekmekleri mutlaka bir şekilde değerlendiriyorum. Annemin sözleri kulaklarımda hep ' Ekmeğe dikkat etmezsen bereket kaçar':)
İşte bu yüzden ben de bu yazımda ekmekleri nasıl değerlendiryorum onlardan bahsetmek istedim. Herkesin evinde bayat ekmek kalıyordur. Misafr geldiğinde fazlaca alınan ekmekler, haftasonu taze ekmekle kahvaltı yapmak için bolca alınan ekmek ve bu gibi sebeplerle kenarda biraz kalıyor işte. Önemli olan onları da değerlendirebilmek. Ben neler yapıyorum bakalım:)

  • Birçoğumuzun da yaptığı gibi bayat ekmeklerle köfte yapıyorum. Bayatlayan ekmeklerimi robottan geçiriyorum. Sonra buzdolabı poşetlerine koyup buzluğa atıyorum. İhtiyacım oldukça çıkartıp köfte için kullanıyorum. 
Köfte için kuru ekmek
  • Genellikle bayat ekmeklerimi dilimleyip buzdolabı poşetlerine koyuyorum. Buzlukta uzun süre bekleyebiliyor. Hafta sonu kızarmış ekmek yapmak için çıkarıyorum. Teflon tavada kısık ateşte arkalı önlü kızaryıyorum ve tereyağı ile muhteşem oluyor.
  • Yine buzluğa attığım dilim ekmeklerimle pratik pizza yapıyorum. Bunun ilgili Pratik Pizza Tarifi adlı bir yazı yayınlamıştım. Çok pratik ve lezzetli bir yöntem. Kesinlikle tavsiye ederim.

  • Buzluktaki ekmekleri veya bir kaç gün beklemiş bayat ekmekleri küp küp doğrayıp fırında kızartıyorum ama çok fazla değil. Kıtır kıtır olacak kadar kızartıp et suyu ile ıslatıyorum. Üzerine köfte kızartıp dilimliyorum. En üstüne de yoğurt döküp servis yapıyorum. Bu da benim çok sevdiğim tariflerimden biri kesinlikle tavsiye ediyorum.


  • Bayat ekmekleri taze ekmek yumuşaklığına ulaştırmak da mümkün. İlk olarak şunu söylemek gerek: Ekmeğin bayatlayarak sertleşmesinin temel nedeni içerdiği su miktarında meydana gelen azalma. Yani ekmeğin kaybettiği suyu ona verirsek yeniden yumuşatabiliriz. Bunun için kapaklk bir teflon tencere kullanıyorum. Ekmekleri dilimli veya parçalı olarak yerleştiriyorum. Elimle biraz su çiseliyorum. Toplamda 2 yemek kaşığı kadar. Ekmeklerin üstüne ve tencerenin dibine gelen bu su kısıt ateşte buharlaşarak ekmeğin içersine geçiyor ve ekmekler tazeliğini geri kazanıyor. Eğer hiç denemediyseniz mutlaka deneyin. Sonuç çok başarılı oluyor:))
  • Bunların hiç birini yapamadım ve bayat ekmekleri kullanacak bir amacım yoksa mahalle sütçüsüne veriyorum, kuşlara veriyorum. Asla çöpe atmıyorum. Siz de çöpe atmayın. Ne şekilde olursa olsun değerlendirmeye çalışın ama atmayın. Bu benim sadece duyarlılık adına bir tavsiyem. Aslında sadece ekmek için değil her türlü atığımızı değerlendirmeye çalışmalıyız. Hayvan barınakları, sokaktaki hayvanlar yemek artıklarına muhtaçlar. Belediyelerin bu amaçla toplama kutuları mevcut. Etrafımızda bu kadar çok ihtiyaç sahibi CANLI varken bizim ÇÖP deme lüksümüz yok! 
Sevgiler...



20 Mart 2016 Pazar

Evde Tavuk Döner Tarifi

Herkese iyi pazarlar dilerim,
Herhalde tavuk döneri sevmeyenimiz yoktur. İster pide ile ister lavaş dürüm olarak istersek de pilav ile porsiyon olarak yiyebileceğimiz lezzetli bir yiyecektir. Bugün bu lezzetin evde nasıl yapılacağından bahsedeceğim. Bu tarifin bir avantajı da şu: Tavukları önceden buzluktan çıkarmaya gerek olmaması. Bu konu beni bazen zorluyor. Kıymayı ve tavukları tek sefer yapmalık değil biraz daha fazla alıyorum. Onları bir pişirmelik olarak parçalayıp buzluğa atıyorum. Böylece her zaman elimin altında malzemem oluyor. Ama bazı sabahlar evden çıkmadan önce buzluktan yiyecekleriçıkarmayı unutuyorum ve akşam geldiğimde yapacağım yemek için zaman kaybı oluyor. İşte bu tarif benim bu kaybımı önlüyor:) Çünkü ince dilimler alabilmek için tavukları buzlu haliyle doğramamız gerekiyor. 
Şimdi tarif için malzemelere geçelim
*tavuk göğsü
*sıvı yağ
*baharat
*tuz

İlk olarak buzluktan çıkan tavuk göğüslerini ince ince doğruyoruz. Mümkün olduğu kadar ince olmasında fayda var. 



Daha sonra az miktarda sıvı yağ bulunan tabamızda tavuk parçalarını kızartıyoruz. Parçalar birbirnin üzerine gelmemeli. Eğer miktar fazlaysa benim yaptığım gibi parti parti çalışıyoruz. Kızarttığkmız parçaları bir tabağa alıp diğer kısma geçiyoruz. 



Tüm kızartma işlemi bitince tavukları tekrar tavaya alıp biraz daha sıvı yağda çeviriyoruz. Bu esnada baharatlandırma işlemini yapıyoruz. Ben baharat olarak karabiber, pul biber, kekik, köri, kimyon kullandım. Tuzunu da ilave edip hepsinin iyice karışmasını sağlıyoruz ve tavuk dönerimiz hazır:)) Afiyet olsun...





18 Mart 2016 Cuma

Yemeklik Yağ Tercihlerim

Merhabalar,
Bugün eski günlerime biraz döndüm. Üniversite yıllarım ve yüksek lisans çalışmamla ilgili hatıralardan bahsedince aklıma blogumda paylaşacağım yazı geldi:) Yağlar- Yemeklik Yağlar. Tez çalışmam olarak bir yıl deneysel olarak yağların içeriğini ve nasıl zenginleştirebileceğimizi çalışmıştım. Bu yazımda da sizlerle kendi kullandığım yemeklik yağları ve neden kullandığımı paylaşmak istedim.
Herkes kendi mutfağında farklı formüller ve malzemeler kullanır. Benim de yağ olarak tercihim ayçiçek yağı ve zeytinyağı. Pilav ve makarnalarım için de biraz tereyağ. Margarini kullanmamaya çalışıyorum ama tamamen mutfağımdan çıkarmam mümkün değil. Bir çoğumuz biliyoruz ki margarin sağlığımızı ciddi olarak tehdit ediyor ama yediğimiz yiyeceğin lezzetini de önemserim ve arada yapılan bu tür kaçamaklara müsaade ederim:)


İlk olarak katı yağlardan başlayayım. Tereyağı makarna, pilav ve patatesin bir de kahvaltıların vazgeçilmezidir bence. Makarna ve pilavda ayçiçek ve tereyağı kullanıyorum. Tereyağı ile ilgili kısa bilgiler vermek istiyorum. Tereyağı hayvansal bir yağdır. İnek,keçi, koyun veya manda sütünden elde edilir. Kaliteli bir tereyağı için kaynağı alınmamış süt kullanılmalı. Çünkü tereyağının lezzetini ve kıvamını veren budur. Eskiden köylerde sütten mayalanan yoğurt ayran şeklinde çırpılır ve şekildeki gibi yayıklarda köpürtülerek yağının çıkması sağlanırmış. Bu oldukça uzun zaman ve emek isteyen bir iş. Artık yayık makineleri var ve üretimi onlarda yapılıyor. Çıkartılan yağ su ile bolca yıkanıyor ve kaplara koyuluyor.
Doymuş yağ oranı yüksek olsa da doğal bir ürün olan tereyağı sağlık açısından faydalıdır. Tabi kalp ve damar hastalarının bunu kullanırken doktor kontrolünde olması gerekir ama bir dönem söylediği damar tıkanıklığına sebep olma gibi bir tehlikesi yoktur. A,D ve E vitamini içerir. Hayvansal bir ürün olması vitamin ve protein değerlerinin bol olduğunu ispatlar. Size bir de tarif vermek istiyorum. Eğer öksürük sorunu yaşarsanız tereyağı ve pekmezi karıştırıp biraz ocakta pişirin. Yağ eriyip ısınınca onu için birebir gelecektir.
Margarini yemeklerde hiç kullanmıyorum ama hamur işleri margarinsiz olmuyor. Katı yağ içeren tüm tariflerde yarı yarıya margarin ve tereyağı tercih ediyorum. Margarinler bitkisel ve hayvansal yağların çeşitli kimyasal işlemlerden geçmesiyle elde edilir yani tereyağı gibi doğal bir doymuş yap değildir. Bu nedenle mümkün olduğunca uzak durmamız gerekir.
Tereyağı

yayık

yayık

İkinci olarak mutfakta en çok kullandığım ayçiçek yağından bahsetmek istiyorum. Kızartmalardan salatalara, yemeklerden soslara pek çok yemeğin hazırlanışında ayçiçek yağı kullanıyorum. Ayçiçek yağı ayçiçek bitkisinin çekirdeklerinden elde edilir. Kalitesi ve besin değerleri çekirdeğin kalitesine ve hasat zamanına göre değişkenlik gösterir. Kaliteli bir ayçiçek yağında %75 oranında doymamış yağ asitleri bulunur. Bu oran kalp ve damar hastalıklarında tehlikesinin olmadığını gösterir. Yüksek oranda E vitamin içermektedir. 
Üretimi çekirdeklerin soğuk preslenmesiyle gerçekleşir. Açık sarı renkte ve kokusuz denilebilecek bir yağdır. Kaynama noktası zeytin yağına göre daha yüksek olduğu için ısıya dayanıklılığı daha fazladır. Bu nedenle kızartmalarda en çok ayçiçek yağı tercih edilir.
Ben yemeklerimin türüne göre yarı yarıya ya da üçte iki oranında ayçiçek yağı kullanıyorum. Diğer kısım zeytin yağı. Hem hafif hem lezzetli hem de sağlıklı olduğunu düşünüyorum. 

Ayçiçek yağı
Son olarak mutfağımın kıymetlisi sızma zeytin yağım var:) Özellikle sızma diyorum çünkü zeytin yağının pek çok çeşidi mevcut. Rafine yağ, riviera, pirina...türleri var ancak en kaliteli ve sağlıklı olanı sızma zeytin yağı. Çünkü sızmada zeytin çekirdekleri soğuk presle sıkılıp şıranın içerdiği yağ ayrıştırılır. Rafine ve rivierada ise yağın kalitesini bozmayan kimyasal yöntemler kullanılır. Bu da doğallıktan biraz uzaklaşıldığının gösterir. TSE nin de kusursuz olarak adlandırdığı yağ çeşidi SIZMA zeytin yağıdır. Benim de size tavsiyem sızmayı tercih etmenizdir. Ben zeytin yağını yemeklerden çok salata ve soslarda çok seviyorum. Kahvaltı için yatım çay bardağı zeytin yağı, biraz limon , pul biber ve kekik karışımını çok kullanırım. Zeytinlerimi tatlandırmak için kullandığım bu sosu ekmekle yemek inanılmaz lezzetli oluyor:) 
Faydalarına gelecek olursak ilk akla gelen kalp ve damar dostu olmasıdır. Kolesterol düşürücü, damar açıcı ve kalp hastalıklarını engelleyici olduğunu pek çoğumuz biliyoruz. Merkezi sinir sistemindeki oluşacak hasarları önler, yaşlanmayı geciktirir, iyi bir hücre yenileyicidir. Anne sütüne eş değer kıymetli yağ asitleri barındırır. A, D, K ve E vitaminince zengindir. Doğal bir kabız önleyicidir. Küçük çocuklarda bile uygulandığına rastladım. 1 kaşık zeytinyağı bağırsakların çalışmasına yardımcı olur.  Ve daha pek çok olumlu etkileri yaşamımızda bizi daha sağlıklı kılar. Ama bilinmesi gereken bir konu da zeytin yağının ısıya olan duyarlılığıdır. oldukça düşük kaynama noktası olduğu için yüksek sıcaklıklara çıkarmamak gerekir. Yani kızartmalarda kullanmak çok mantıklı değil. Onun yerine salata, sos ve yemeklerde kullanılmalıdır. Yemeklerde kullanırken şu sırayla kullanmanızı tavsiye ederim: Önce ayçiçek yağı sonra soğanlar ve biraz kavrulduktan sonra zeytin yağı. Hatta zeytin yağını yemeğin suyunu verirken bile ekleyebilirsiniz. Böylece hem kalitesi hem de lezzeti bozulmamış olacaktır.

Zeytin yağı
Mısır yağından bahsetmeyeceğim çünkü ben kullanmıyorum. Daha öncelerden annem mutlaka kullanırdı ve çok farklı bir lezzet katardı. Ama artık şeker mısırı üretiliyor ve organik tohumu kalmadı. Hibrit bir ürünün yağını kullanmak istemiyorum. Maalesef bizleri böyle bir lezzetten ve sağlık deposundan mahrum ediyorlar:((
Herkese lezzetli ve sağlıklı günler dilerim...



10 Mart 2016 Perşembe

Lezzetli Yemeklerin Gizli Kahramanı Baharatlarımızı Nasıl Saklamalıyız? ve Günün baharatı Karabiber:)


Merhabalar,

Bu yazımda sizlerle yine mutfaktan fikirler paylaşacağım. Konumuz baharatlar: Nasıl saklanmalıdır, ne tür baharatlık seçilmelidir, tazeliğini nasıl anlayabiliriz ve bu yazının şanslı baharatı olarak karabiberden bahsedeceğim:)

Baharat tarihin en eski ticaret ürünlerindendir. Öyle ki ticaretini yapmak için adına yollar açılmıştır. Antik çağdan günümüze kadar kullanımı devam eden bu ürünün kullanımı Uzak Doğuda başlamıştır. Eski Yunan, Mısır, Roma ve Çin 'de baharatlar tedavi edici şifalı ot olarak kullanılmaya başlamıştır. Günümüzde baharatları hem tedavi hem de lezzet artırıcı ek gıdalar olarak kullanmaktayız. 

Baharatlar bitkilerin yaprak, kök veya meyve kısımlarından elde edilir, işlenerek toz haline getirilerek mutfaklarımızda yerini bulur.Ülkemizde baharat açısından en zengin bölge sanırım Güney Doğu Bölgesidir. Çeşitli koku, tat ve renk özellikleriyle hepsi birbirinden değerli bu ürünlerin miktarı az ama etkisi çoktur:) 

Peki mutfağımızın vazgeçilmezi baharatları nasıl muhafaza etmeliyiz? Gıdaları saklama koşullarıyla ilgili bir yazım olmuştu ve burada dilerseniz Buradan ulaşabilirsiniz.
Öncelikle naçizane kendi baharatlık seçimimden bahsetmek istiyorum. Baharatlık seçimi tabiki zevkimize uygun şekilde yapılmalıdır ancak görselliği kadar işlevi de önemlidir. Ben baharat takımımı seçerken nelere dikkat ettim onları söyleyeyim:
  • Küçük boyutlarda olması: Baharatlarımızı çok fazla miktarlarda satın almamalıyız. Yaklaşık olarak 2-3 aylık kullanım periyotlarında küçük miktarlarda almalıyız. Böylece her daim taze kalırlar. Çok büyük kavanozlara fazla miktarda baharat koyarsak onu her açtığımızda kokusundan ve kalitesinden bir parça azalma olacaktır. Bu nedenle azar azar almalı ve küçük kavanozlarda saklamalıyız.
  • Kapaklarının sıkı olması: Yine tazelik açısından sıkı kapaklı kaplar tercih etmeliyiz. Baharatların kesinlikle hava ve nem almaması gerekir. Aksi durumda özelliğini yitirirler.
  • Cam veya porselen malzeme olması: Gıdalarda genel olarak cam veya porselen seçmeliyiz. Ben baharat takımımda cam bir kısım olması istedim çünkü içerisinde ne olduğunu görmek işimi kolaylaştırıyor. Akrilik ve benzeri ürünler koku ve rutubet yapabilir bu nedenle tavsiye etmem.
Bunun sonucunda seçtiğim baharat takımım şöyle:))

Baharat Takımı
Baharat takımımız kadar bunları nereye koyacağımız da önemli. Bir programda duymuştum ve dikkatimi çekti. Baharatlarımızı genellikle ocağa yakın yerlere koymayı tercih ederiz. Hatta davlumbaz üstü en çok rastlanan yerdir. Ama bu bölgelerde yemek buharı çok olduğunda baharatlarımızın tazeliği garanti altında olmuyor. Mümkünse takımı buhar yolunun dışında bir yere koymayı tercih etmeliyiz. Musluktan ve camdan da uzak tutmak faydalı olacaktır.

Şimdi bu yazımda seçtiğim sevgili baharatımız Karabiber'de sıra:)) Karabiberi seçtim çünkü pek çok yemeğin gizli kahramanıdır kendisi:) Tane karabiber, toz karabiber, beyaz veya siyah karabiber olmak üzere çeşitleri vardır. Siyah ve beyaz karabiberin arasındaki tek fark toplanma zamanı. Beyaz olan olgunlaşınca toplanıp kabukları soyulan meyvelerden elde ediliyor. Siyah ise olgunlaşmamış meyveden elde ediliyor. Tane olarak satılanları evimizde değirmende öğütebiliyoruz ve bence ayrı bir lezzet veriyor. Ben özellikle tavuk yemeklerinde toz karabiberle birlikte tane de kullanıyorum. Daha aromatik bir lezzet veriyor.


Karabiber tohumu

                                         
                                                         Karabiber çiçeği




















Karabiber özellikle pilav, tavuk ve mercimek çorbasının vazgeçilmezidir bence:) Tüm yemeklerde karar miktarda kullanımı inanılmaz lezzet katar. Bu lezzetin sağlık açısından da pek çok faydası vardır. Karabiberin faydaları saymakla bitmiyor. Ben de bir araştırdım ve sizlerle paylaşmak istedim.


Toz karabiber
  • Doğal bir antibiyotik ve antioksidandır. İçerdiği bol miktardaki C vitamini ile vücudun savunma sistemini güçlendirir. Hastalıklara karşı korur ve tedavi için kullanılır.
  • Bakteriyal enfeksiyonlarda tedavi özelliği vardır.
  • Metabolizmayı güçlendirir.
  • Antidepresan özelliği vardır.
  • İçerdiği mineraller sayesinde saç ve cilt sağlığı için önemli etkileri vardır.
  • Diş çürümesini engeller.
  • Öksürüğe ve soğuk algınlığına iyi gelir. Hatta bununla ilgili bir reçetem bile var. Annemin yaptığı bu tarif öksürüğe birebir geliyor. 1 tatlı kaşığı bal, 1 çay kaşığı karabiber, 1 tatlı kaşığı limon suyu karıştırılıp içilince öksürüğü kesiyor. Bu doğal çözümü kesinlikle tavsiye ederim.
  • Sindirim sistemini en çok çalıştıran baharattır.
Herkese lezzetli mutfaklar...


3 Mart 2016 Perşembe

Fırında Beşamel Soslu (Körili) Tavuk Sote

Herkese merhabalar,

Bu yazımda sizlerle dün akşam denediğim bir tarifi paylaşacağım. Ama tarife başlamadan önce 'Nefis Yemek Tarifleri' sitesine çok teşekkür etmek isterim. Değişik tarifler denemek istediğim zaman ilk olarak baktığım sitelerden birisidir. Ve lezzet garantili tarifler bulabiliyorum. Bu tarifi de oradan buldum üzerinde ufak değişiklikler yaptım. Kendi damak tadımıza göre eklemeler var. Ama böyle güzel bir fikri bana verdiği için tekrar teşekkür ederim.
Fırında Beşamel Soslu Tavuk Sote

Yemeğimizin yapısı şöyle:

  • Tabanda halka dilimli patatesler
  • Üzerinde çeşnilendirilmiş tavuk sote
  • En üst katta köri soslu beşamel sos ve kaşar peyniri
Biraz aşamalı bir yemek ama inanın sizi hiç zorlamayacak. İlk olarak patateslerden başladım. Halka halka dilimlediğim patatesleri derin bir kapta sıvı yağ, kırmızı pul biber, kekik, karabiber ve tuz ile harmanladım. Güzelce karıştırdıktan sonra yağlı kağıt serdiğim bir fırın kabına patatesleri sıraladım ve 180-200 derecelik fırına attım. 
Fırında patates
Patatesler fırında pişerken tavuk sotemi hazırladım. Tavuk sote için:

  • 2 tavuk göğsü (küp küp doğranmış)
  • sıvıyağ
  • 1 orta boy soğan
  • 1 diş sarımsak
  • baharatlar (pul biber, karabiber, kekik...)
  • tuz
  • yeşil biber
  • kırmızı biber
Sote için önce soğanı ve sarımsağı ince doğrayıp yağda kavurdum. Daha sonra küp küp doğranmış tavuk göğüslerini tavaya aldım. Tavuklar önce suyunu bırakır ve sonra çekerler. Suyunu  çekene kadar kavurdum. Bu sırada tuz ve baharatlarını ilave ettim. Ben bu aşamada toz karabiber atmama rağmen tane karabiber de ekledim. Çünkü soteye ayrı bir tat veriyor.
Tavuk Sote

Tavuklar suyunu çekince küçük doğranmış kırmızı ve yeşil biberleri de soteye ekledim. Biraz daha kavurduktan sonra ocaktan aldım.
Tavuk Sote
Fırındaki patatesleri kontrol edip işleme devam edebiliriz. Patateslerin tamamen pişmemesi gerekiyor çünkü tekrar fırına girecekler.

Beşamel sos için:

  • 1 yemek kaşığı tereyağ
  • 1 yemek kaşığı un
  • 1,5 su bardağı süt
  • karabiber
  • tuz
  • köri**
Beşamel sosu ben hep bu ölçülerde yapıyorum. Unu yağda kavurduktan sonra sütü ilave edip karıştırarak kıvamlanmasını bekliyorum. Tuz, karabiber ve köri ekleyerek sosumuzu tamamlamış oluyorum. Eğer körü kullanmıyorsanız kesinlikle tavsiye ederim. Çok hoş bir tat veriyor. Ama ilk denemede çok fazla koymamak lazım. Bu tarifte ben çay kaşığının yarısından daha az kullandım. Deneyip damat zevkinize göre miktarı belirleyebilirsiniz.
Körili beşamel sos
Veee son olarak tüm katları buluşturuyorum:)) Patatesleri fırından çıkarıp fırın kağıdını altından aldım. Patateslerden bir zemin oluşturdum ve soteyi üzerine yaydım. Tavukların üzerine Beşamel sos ve üzerine istediğiniz miktarda kaşar peynir... 180 derecelik fırında üzeri kızarana kadar pişirdim ve muhteşem lezzetle kavuştuk :)
Umarım beğeneceğiniz ve deneyeceğiniz bir tarif olur. Herkese afiyet olsun:))










6 Şubat 2016 Cumartesi

Kağıtta Kayısılı Kek ( Cupcake) Tarifi

Herkese merhabalar,
Hafta sonu tarifsiz olmaz dedim ve sizlerle bugün yaptığım 'evde ne varsa' kekini paylaşmak istedim. Çayla veya kahveyle birlikte çok güzel gidecek bu meyveli keki ben kek kağıdında yapmayı tercih ettim. İki kişilik bir kek harcını kalıba dökmektense kek kağıtlarını kullanmak daha mantıklı geldi ve ortaya evde olan malzemelerle yapılmış capcakelerim çıktı:) Şimdi sizlere tarifini vermek istiyorum.
Kek harcı için 
1 yumurta
1 çay bardağı toz şeker
Yarım çay bardağı yoğurt
1 çay bardağından az sıvı yağ
Yaklaşık 1.5 su bardağı un
Kabartma tozu(yarım paket)
Vanilya
Limon kabuğu rendesi
2 kaşık limon suyu
Minik doğranmış kuru kayısı (şekildeki gibi kayısı parçalarını unlarsak kekin içinde batmasını önleriz)
Kek için kayısı parçaları

Üzeri için 
Kremşanti

Yapılışı 
Yumurta ve şekeri kabarana kadar çırpıyoruz. Yaklaşık 5 dakika sonra içerisine sıvı yağ,limin uyu ve yoğurdu ekleyip karıştırıyoruz. Un, kabartma tozu ve vanilyayı eleyip üzerine kayısı parçalarını ve limon kabuğunu ekliyoruz. Yavaş yavaş karıstirarak kekimizin kıvamını ayarlıyoruz. İstediğiniz büyüklükteki kek kağıtlarına kek harcını dolduruyoruz. Kağıtları tamamen değil üstte biraz boşluk kalacak şekilde doldurmalıyız.
Capcake

Önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında yaklaşık 30 dakika pisirip keklerimizin pişip pişmediğini kontrol ediyoruz. Fırından çıkardığımız keklerimizi soğumaya bırakıyoruz. İstersek bu şekilde ikram edebiliriz.
Capcake


Ama farklı bir sunum yapmak istersek kremşanti ve şekerlemelerden faydalanabiliriz.
Kremşantili capcake
Bu ölçülerden 10 adet capcake çıkıyor. Denemenizi tavsiye ederim.
Afiyet olsun...

31 Ocak 2016 Pazar

Tahinli Haşhaşlı Çörek

Herkese iyi pazarlar,
Bu sabah pazar kahvaltısı için hazırladığım tahinli haşhaşlı çöreklerimi sizlerle paylaşmak istedim. İnanılmaz kolay ve lezzetli bir tarif. Ben iki kişilik hazirlamak istedim ve 7 tane çörek yaptım bu hamurdan. Siz de dilediğiniz sayı için artırabilirsiniz.

Hamuru için
1 su bardağı ılık süt
Yarım su bardağı sıvı yağ
50 gr margarin
2 yemek kaşığı şeker
1 çay kaşığı tuz
Yarım paket kuru maya
Aldığı kadar un

İçi için
4 yemek kaşığı tahin
2 yemek kaşığı şeker
1 yemek kaşığı haşhaş

Yapılışı
Hamur malzemelerini bir kaba alıp yumuşak bir kıvama gelene kadar yoğuralım. En az yarım saat dinlendirdiğimiz hamurdan yumurta büyüklüğünde parçalar koparıp pasta tabağı büyüklüğünde açalaım. Açma işlemi çok az sıvı yağ kullanarak ellerimizle yapıyoruz. Açtığımız hamura karıştırdığımız iç malzemesini sürelim. Yaklaşık 1.5 tatlı kaşığı malzme yeterli oluyor. Rulo şeklinde sarıp uçlarını birleştirelim.
Tahinli haşhaşlı çörek
Üzerine yumurta sarısı sürup haşhaş serpelim ve 180 derecede 25 dakika pişirelim.
Tahinli haşhaşlı çörek 

Umarım dener ve beğenirsiniz.
Afiyet olsun...

28 Ocak 2016 Perşembe

Mutfakta Limon Etkisi

Herkese merhaba,
Bu yazımda sizlere limonun mutfaktaki işlevlerinden bahsetmek istiyorum. Mutfak bir evin en temiz ve steril olması gereken odasıdır. Çünkü tüm gıdalar burada hazırlanır ve sağlığımız için önemli bir hassasiyet gerekir. Fırın, buzdolabı, mikrodalga gibi elektronik eşyaların yanı sıra çatal-bıçak-kaşık, tezgah, tencere gibi gıdayla birebir temasta olan malzemelerin rutin temizliklerinin yapılması gerekir. Bunun için en doğal çözüm LİMON'dur. Ben evliliğimin ilk günlerinde fırın, mikrodalga ve bulaşık makinesi temizliğinde arayıştaydım. Pek çok deterjan önerisinin yanında deneyimli ablalarım ve annemler bana limonun her derde deva olacağını söyledi. Kimya sektöründen olduğum için kimyasaldan uzak kalmak benim için çok önemli ve bu yüzden limon üzerinde yoğunlaştım:-)

Limon


Uygulaması kolay, sonuçları etkili yöntemler seçtim. Bu yöntemleri sizlerle de paylaşmak istedim. Belki benim gibi ev hanımlığında acemi olanlara ve kimyasaldan uzaklaşmak isteyenlere yardımcı olabilirim. Şu soğuk kış günlerinde bazılarımız hastalıktan kurtulma, bazılarımız da hastalığa yakalanmama uğraşındayken herkesin mutfağında mutlaka bulunan bu nimetin nerelerde nasıl kullanıldığına bakalım.

Tezgah ve lavabo

Gün içerisinde türlü bulaşık ve yemek sularını döktüğümüz lavabomuz ve tezgahımızı parlatmanın en doğal yolu. Cam veya granit tezgahlarımızın temizliği ve hijyeni için 2 kaşık limon suyunu 1 litre kadar su ile seyrelterek yapabiliriz. Böylece hem mikroplardan arınmış hem de lekelerden kurtulmuş oluruz. Lavabomuzu yarım limonlar ovarak parlatabiliriz.
Limonlu su


Çatal-bıçak-kaşık ve tencere

Metal malzemeler zamanla kararma yapar. Bulaşık deterjanları bile bir zamandan sonra bu kararmaya engel olamaz. Parlatma işlemeniz için bir tencereye su koyup içerisine yarım kesilmiş limon koyup çatal-bıçak-kaşıklarınızı da içine koyun ve kaynatın. Bir sure sonra nasıl parlak olduklarını göreceksiniz. Bu sayede tencereniz de parlamış olacak:-)
Metal parlatma


Mikrodalga ve Fırın

Mikrodalga ve fırında yüksek ısı nedeniyle yoğun buharlaşma olur. Bu da içeride pişen yiyeceğin yağlarının mikrodalga veya fırınınıza yapışmasına ve koku olmasına neden olur. Bu yağ lekelerini temizlemek gerçekten çok zor. Deterjan kullanarak bunu yapmanın şöyle bir sakıncası var: Deterjanı istediğimiz kadar durulayalım ve bezle silelim tamamen arındıramayız. Çünkü bol ve sürekli akan bir şekilde su kullanamayız. Ve bir sonraki pişirmede bu kalan detejanlar ve kokusu gıdaya geçebilir. Burada da imdadımıza limon yetişir :-) Isıya dayanıklı bir kaba su koyup içerisine bir tane limonu ortadan kesip bırakalım ve yüksek derecede 15 dk kadar fırın içerisinde ısıtalım. Limon güçlü bir leke sökücüdür ve buharıyla bu lekelerin yumuşamasını sağlar. Isıtma işlemi sonunda temiz bir bezle lekeleri kolayca temizleyebilirsiniz.
Mikrodalga temizliğnde limon


Bulaşık makinesi

Bulaşık makineleri zamanla koku yapabiliyor. Uzun süre bulaşık makinesinin içerisinde kirli kalan malzemeler bu kokuyu yoğunlaştırır. Bundan kurtulmak için iki parçaya ayrılmış limonu bulaşık makinenizin üst rafına şekildeki gibi yerleştirebilirsiniz. Böylece kötü kokuyu önlemiş olursunuz. Bulaşıklarınız da parlamış olur.
Bulaşık makinesinde limon


Kızartma tavası

Kızartma lezzeti kadar zahmeti olan bir yiyecek. Lekesi, kokusu, yağı mutfağın her yerine siner. Hele balık kokusu en kalıcısıdır. Bunu önlemek için balık kızartırken başka bir ocakta da suya atılmış limon dilimlerini kaynatın. Böylece kokuyu hapsetmiş olursunuz. Ayrıca her türlü kızartmadan sonra tavanızı yarım limonla sürterek temizleyin. Böylece hem yağdan kısa sürede kurtulursunuz hem de kokudan:-)

Doğrama tahtası

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki et ve tavuk kestiğimiz tahta ile sebze kestiğimiz tahtanın birbirinden ayrı olması en güzelidir. Çünkü et ve tavuk tahta üzerinde bıraktığı kalıntılarla bakterilerin çoğalmasına ve çiğ tüketeceğimiz gıdalara geçmesine neden olur. Bıçak darbeleri kesme tahtası üzerinde çizikler oluşturur ve bu boşluklara et/tavuktan kalıntılar girer. Bunlar da mikrobiyal sorunlar oluşturur. Bu nedenle kesme tahtamızı her kullanımdan sonra steril etmemiz gerekir. Bunun için yine yarım limonu sürterek kullanabiliriz. Asitliği yüksek olan limon bu tür zararlı üremeleri önler ve yine koku kalmasını da engeller:-)
Limonun temizlikteki faydalarına dair söylemek istediklerim bunlar. Sizin de kendi formülleriniz varsa yorumlarda görmek isterim. Faydalı bir yazı olacağını umuyorum. Hepimize temiz ve sağlıklı günler...



26 Ocak 2016 Salı

Doğum günü masası

Herkese merhaba. Bu hafta sonu sizlerle yeni bir yayın paylaşamadım. Çünkü çok yoğun ama bir o kadar da mutlu bir cumartesi geçirdim. Eşimin doğum günüydü ve biz bu günü ilk defa evli olarak kutlayacaktık :) Ben de her şeyi kendim yapmak istedim. Bu da benim bir hayli zamanımı aldı ama sonunda güzel bir iş çıkardım sanırım.
Doğum günü masası
Pastayı evde kendim yaptım. Bu benim ilk pastam:-) Pasta mumu almayı unuttuğum için bunlardan kullandım. Kalpli kağıtlar ve minik notlarla masayı süsledim. El emeği başka şey gerçekten:-)

Bu hafta daha bol yazılar yazacağımı düşünüyorum. Herkese sevdikleriyle birlikte güzel günler dilerim...